Yirmibir bölümden oluşan bu eser, Ord. Prof. Albert Eckstein’ın ülkesi Almanya’da 1935 yılında görevinden uzaklaştırılıp sürgüne zorlandığı dönemde, Türkiye Cumhuriyetinin daveti üzerine ülkemize gelişinden 1950 yılında ülkemizden ayrılışına kadar geçen 15 yıllık yaşamına özellikle gelişmekte olan bir Anadolu kenti olan Ankara’da ve orta Anadolu’nun kırsal kesiminde yaşayan ailelerin ve çocuklarının sağlığı penceresinden değerlendirirken, Ankara Üniversitesi ve hemen sonrasında Çocuk ve Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinin kuruluşuna dair tarihsel bir kesit sunuyor. Daha geniş açıdan bakıldığında, Cumhuriyet Dönemi aydınlanmasını, Ankara başta olmak üzere tüm ülke sathında, mesleğini mükemmellik içinde icra eden çağdaş bir hekimin gözünden ortaya koyuyor.
Kitap, tarih içinde saklı kalmış ve unutulmaya yüz tutmuş olayların ve bireylerin derinlemesine bir araştırmayla nasıl ortaya çıkarılabileceğine en güzel örneklerinden birisi olmayı da başarıyor. Yanı sıra Eckstein’ın gözünden Anadolu görsellerine de yer veren kitap, Prof. Dr. Nejat Akar’ın bu konuda kaleme aldığı diğer eserlerinin de serüvenini aktarıyor.
***
Bu kitap, şeref madalyası kazanmış olmasına rağmen, Almanya Nazi boyunduruğu altındayken vatanını terketmeye zorlanan bir çocuk hekiminin hikayesidir...
Prof. Dr. Albert Eckstein, ABD ve İngiltere'den başka iş teklifleri almış olmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendisine sunulan asil görev fırsatını bir dakika bile tereddüt etmeden kabul ederek aynı ay içinde Ankara'da çalışmaya başlayan bir doktordu.
Modern Türk Cumhuriyeti tarafından Ankara Numune Hastanesinin Pediyatri Kliniğine başhekim olarak atandığı sırada, Türk çocuklarının sağlık ve hastalıkları hakkında resmi bir rapor hazırlaması istendi.
Bu çalışma için, Dr. Eckstein, kendisi de bir çocuk doktoru olan eşi Dr. Erna Eckstein ve asistanı Dr. Selahattin Tekand ile 25 ilde yüzlerce köyü ziyaret ederek binlere hastaya sağlık hizmeti verdi. Bu kitap, Dr. Eckstein'in hem Ankara Numune Hastanesindeki, hem de bu köylerdeki hastalara verdiği sağlık hizmetlerine olduğu kadar, o dönemin yaşam şartlarına da ışık tutuyor.
Sonunda Türkiye'yi ve Türkleri o kadar seviyor, ülkeyi de o kadar çok benimsiyor ki, cümlelerine “biz” diyerek başlıyor.
Prof. Eckstein'ın ikinci görevi, Ankara Üniversitesinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klniğini kurmak oluyor. İlk asistanları İhsan Doğramacı ile Selahattin Tekand, ilk doçenti ise Bahtiyar Demirağ oluyor.
1949 yılının son günlerinde, fakirleşmiş harp sonrası Almanya'ya davet ediliyor.
Prof. Ekstein memleketine döndükten altı ay sonra vefat ediyor. Eşi Erna ve üç çocuğu ülkemizle ilişkilerini senelerce koparmıyorlar. Erna Eckstein son yıllarında Türkiye hatıralarını yazıyor.
***
This is the story of a pediatrician who was forced to leave his country when Germany was under Nazi rule although he had been awarded a medal of honor…
Prof. Dr. Albert Eckstein was a physician who accepted the noble mission offered to him by the Turkish Republic without a moment's hesitation in spite of receiving other job offers from the USA and England and started working in Ankara within the same month.
He was asked to prepare an official report on the health and diseases of Turkish children while he was assigned by the modern Turkish Republic as the chief of Pediatrics Clinic of the Ankara Numune Hospital.
Prof. Eckstein visited 25 provinces and hundreds of villages in Anatolia together with his wife Dr. Erna Eckstein, also a pediatrician, to bring polyclinic services to thousands of patients. This book tells the story of Dr. Eckstein's medical services to his patients both in the Ankara Numune Hospital and these villages, as well as the living conditions of that period.
He came to love Turkey and the Turks and identified himself so much with the country that he used to begin his sentences with "we".
The second task of Prof. Eckstein was to establish the Childhood Health and Diseases Institute in Ankara University. His first assistants were İhsan Doğramacı and Selahattin Tekand, and his first docent Bahtiyar Demirağ.
During the last days of 1949, he was invited to impoverished post-war Germany.
Prof. Eckstein died six months after he returned to his country. His wife Erna and his three children kept up their contacts with the country for many years. Erna Eckstein wrote her memoirs of Turkey late in her life.
***
|